Ailece İngilizce Yazdırılabilir Materyaller İngilizce’de oyun tabanlı öğrenme (game-based learning) ve oyunlaştırma (gamification) arasındaki fark nedir?

İngilizce’de oyun tabanlı öğrenme (game-based learning) ve oyunlaştırma (gamification) arasındaki fark nedir?


İngilizce’de Oyun Tabanlı Öğrenme ve Oyunlaştırma Arasındaki Fark

Çocuğunuza İngilizce öğretirken oyunlardan yararlanmak harika bir yöntemdir. Ancak burada sıkça karıştırılan iki kavram var: “Oyun Tabanlı Öğrenme” (Game-Based Learning) ve “Oyunlaştırma” (Gamification). Biliyorum, bu terimler ilk duyulduğunda kafa karıştırıcı olabilir. Ama merak etmeyin, aslında aralarındaki farkı anladığınızda, çocuğunuzun öğrenme sürecini çok daha etkili bir şekilde planlayabilirsiniz.

Oyun Tabanlı Öğrenme Nedir?
Oyun tabanlı öğrenme, doğrudan bir oyunun içinde öğrenmeyi hedefler. Yani, oyun başlı başına öğrenme aracıdır.
– Oyun, baştan sona İngilizce öğrenmek için tasarlanmıştır.
– Öğrenci, oyunun kurallarını ve görevlerini yerine getirirken doğal olarak kelimeler, dil yapıları ve telaffuz öğrenir.
– Örneğin, kelime eşleştirme kart oyunları, İngilizce soru-cevap yarışmaları, dil bulmacaları veya rol yapma oyunları buna örnek olabilir.

Somut örnek: Evde “İngilizce Hazine Avı” yapabilirsiniz. Çocuğunuza “Find the spoon” (Kaşığı bul) gibi talimatlar verirsiniz. Hedef, oyunu bitirmek değil; oyunun içinde İngilizceyi kullanarak görevleri tamamlamaktır.

Oyunlaştırma Nedir?
Oyunlaştırma ise aslında normalde oyun olmayan bir etkinliği daha eğlenceli hale getirmek için oyun unsurlarını eklemektir.
– Burada ana faaliyet öğrenme, oyun ise sadece motivasyon aracı.
– Puan toplama, rozet kazanma, seviye atlama gibi unsurlar kullanılır.
– Oyunlaştırma, çocukların sıkıcı bulabileceği tekrar, kelime ezberleme veya gramer çalışmalarını daha cazip hale getirir.

Somut örnek: Çocuğunuza her doğru cevaptan sonra bir yıldız verirsiniz. 10 yıldız toplayınca “Hafta Sonu İngilizce Film Saati” ödülünü kazanır. Aslında film izlemek oyunun parçası değil; ödül ve puan sistemi öğrenme sürecini daha eğlenceli hale getirir.

Hangisini Ne Zaman Kullanmalı?
– Oyun tabanlı öğrenme, özellikle küçük yaşlarda ve hareketli, etkileşimli derslerde çok etkilidir. Çocuk “ders yaptığını” bile hissetmez.
– Oyunlaştırma ise daha uzun vadeli motivasyon için idealdir. Özellikle kelime listeleri, tekrar testleri veya yazma çalışmaları gibi doğrudan oyunlaştırılabilecek görevlerde işe yarar.

Pratik İpuçları:
1. Haftanın bir günü tamamen oyun tabanlı öğrenmeye ayırın. Örneğin, “İngilizce Monopoly” veya “Scrabble” oynayın.
2. Günlük tekrarlar için oyunlaştırma kullanın. Çocuğunuza her gün 5 yeni kelime öğretin ve doğru hatırladığında puan verin.
3. Ödülleri mutlaka çocuğun sevdiği şeylerden seçin. Ödüller, öğrenme motivasyonunu canlı tutar.
4. İki yöntemi karıştırmaktan çekinmeyin. Örneğin, oyun tabanlı bir etkinliği puanlı hale getirerek hem öğrenme hem motivasyon sağlayabilirsiniz.

Sonuç olarak, oyun tabanlı öğrenme ve oyunlaştırma birbirine çok benzeyen ama farklı amaçlara hizmet eden iki güçlü araçtır. Birinde oyun öğrenmenin ta kendisidir, diğerinde ise öğrenmeye tat katan bir baharat gibidir. Mükemmel olmanıza gerek yok; küçük bir oyun eklemek bile çocuğunuzun İngilizceye olan ilgisini artırır. Unutmayın, çocuklar eğlenerek öğrendiklerinde, öğrendiklerini çok daha uzun süre hatırlarlar.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir